•Ey Tebrizli Şems! Sen, harf bulutu altında gizlenmiş bir güneşsin. Senin güneşin doğunca, sözler yok olur, dağılır, gider.
•Tebrizli Şems muma benzer. Fakat bütün mumlar onun pervanesi olmuşlardır. Çünkü onun gönlünün içinde bambaşka bir alem vardır.
•Sen o dikenden kaç, güle git, gül bahçesine git! Gül de, gül bahçesi de Tebrizli Şems’in gönlündedir. Çünkü Tebrizli Şems baştan başa bir bahardır.
•Her ne kadar bu varlık, varlık madeni olan Tebrizli Şems’ten bir kırıntı, bir kesinti ise de, o kesinti cana perde oluyor, asıl madeni göstermiyor.
•Ey Hakk’ın ve dinin Şems’i, ey varlık mülkünün sahibi, aşk dünya kuruldu kurulalı senin gibi bir padişah göremedi.
•Tebrizli Şems’ten bir mestlik elde edersin de, o mestlik, iki alemin de ötesinden seni alır, sensiz bırakır.
•Şimdi canım, Tebrizli Şems’in aşkı ile denizdeki gemiler gibi ayaksız koşuyor!
•Ey Tebrizli Şems! Senin yüzünü gördüğümden beri benim dinim aşktır. Benim dinim senin yüzünle avunur. Bunları unutma, hatırla!
•Mana padişahı Tebrizli Şems, beni sarhoşluk içinde, sarhoşlukla mest edip bıraktı.
•Şemseddin, Tebriz şehrinden ay gibi doğup gelince; güneş ile ay, onun kölelik hizmetinde bulunmak için, bellerini bağlayıp divan durdular.
•Kadeh kırıldı, şarabım kalmadı. Ben de mahmurum. Benim bu perişan halimi, manevî yıkımlığımı ancak Şems-i Tebrizî mamur edebilir.
Mevlana Celaleddin Rumi
- aşk
- aşkın gözyaşları
- celaleddin rumi
- divanı kebir
- divanı kebir mevlana
- divanı kebir şems
- hazreti mevlana
- hz mevlana
- mesnevi
- mevlana
- mevlana celaleddin
- mevlana celaleddin rumi
- mevlana divanı kebir
- mevlana şems
- mevlana şemsi tebrizi
- şems
- şems divanı kebir
- şems mevlana
- şemseddin
- şemsi tebrizi
- şemsi tebrizi mevlana
- tebrizli şems
teşekkurler paylaşım için