Murat Hanay: Dünlük…

slide18Hayat, ihtiyarlatan bu tesadüf dediğimiz zaman parçacıklarının, iki farklı hayatın kesişimlerinde nasılda sürüklüyor kendini. Bir kargaşada tükettiğimiz bu ömür neye karşılık devrediyor kendini bir sonraki zamana? Yoksa kime, ne zaman ve ne için ettiğimizi bile bilmediğimiz dualara mı? Ama bu anlamsızlıkta bile, tüm gölgede kalmış yanlarımız ne güzel de döner güneşe.

İnsan… tam merkezine koydu kendini çemberin. Bir dünyası vardı derin mi derin! Bilinmezlerle kuşatılmış hayali, tam ortasındadır gerçeğin. Yani insan ve hayal gücü çapı kadardı, çemberin. Bu sonsuzlukta kendisidir, insanı çembere mahkum edenin. Merkezden yansıyan hayal ışınları, çemberin dışında ta kendisidir gerçeğin. İnsanın hayali, bir başka insanın gerçeği; insanın gerçeği, başka insanların sahtesi. Oysa herkesin bir dünyası vardı kendi etrafında dönen. Nefes onun içindi mesela. Zaman onun için akar, mevsimler onundur ve onun için devreder gün geceye kendini. Sokaklar onun için temizlenir, hayat onun için başlar, veyahut son bulur mutluluklar… ceylanlar, karıncalar, kaldırımlar, düşler ve gerçekler… bir sebil onun için dikilmiştir dağ başına; onundur, insan sebilden kanıncaya kadar. Tek bir insana bir şeyler anlatmak için vardır, diğer tüm insanlar. Düzenbazlar, zenginler, düşkünler, ölenler, yaşamaya direnenler, çocuklar, kadınlar ve erkekler. Her zaman bizim başımıza yıkılır dünya.

Lakin, yarını kovalarız her daim. Dünler birbirini yutar. Her dünle birlikte mâzi daha da büyür. Tüm asıllar bir çizgi mahiyetinde surete döner. Geçmişle yaşanmışlığın rengi ve hüznü kâh beyazı, kâh siyahı bulur. İşte tüm bu siyah-beyazlıktan bir “ben(benlik, kendilik)” doğar. “Ben” dışında kalan her şey griye sığınmış. Ne kadar beyazın üzerindeki siyahsan, kainat aynı değerde gri. Ömür beyaz, sen siyah; sen beyaz, ben siyah; doğum beyaz, ana-baba siyah; aşk beyaz, sevgili siyah. Gri, toplumsal bir yara. İlacı, görmek ve hissetmek; biraz hatırlamak ve nedensiz sevmek. Bilinmeyeni özlemek güç, hafıza kaybımız büyük ve kimsenin yüreği griden siyahı ayıracak kadar büyük değil.

Dün hatırladığımız, bugün yaşadığımız, yarın ise hayallerimiz… her şey yerli yerinde. Hafıza kaybı dışında kareler tamam. Nedenler tamam, soy tamam, sop tamam, siyah-beyaz tamam. O halde bu grilik niye? Bugün yaşadığımız sancı, dünün bir cezası mıydı? Yoksa hatırladıklarımızın bir faturası mı? Cezamız hatırlayabildiğimiz kadar mı? Ya hafıza kaybımız! Yaşıyor olduğumuz saadet dünün bir ödülü müydü? Yoksa yarının bir bedeli mi tüm acılar, mutluluklar…

Mutlak düzenin kargaşa görünüşüdür hayat. Ah! Ömür. Sen misin beni tüketen? Yoksa ben miyim tükenmek için son günü bekleyen? Bilmem kaç keder saplandı yüreğime! Bilmem kaç saadet asılı kaldı hayalimde! Lakin, ömür! Ben senin içinde, benim içimdesin sende! İkimiz iç içe, hayatın içindeyiz. Ben tükenmeden sen tükenemezsin. Yol belli, yolcu belli. Yoldaş belli ömür! Bırak artık beni çekiştirmeyi ve dur! Zaman dursun, yağmur dinsin, kendine bir son bulsun rüzgar. Ölsün sonbahar, ağlasın bulutlar. Bana ayak izlerimi göster ve tut kolumdan geri gönder. İşte! Tüm dünlerimi senin için topluyorum.

Dünler. Dünlerim. Ah! O güzel günlerim. Bir ömür kesik kesik. Bir tarih sayılabilir mi ömrüm? Hafıza kaybım. Yitip gidenlerim. Benim olmayanlar, bende kalmayanlar. Ah! Ömrüm. Özür dilerim. Unuttuğum her an için özür dilerim. Bana bırakılmayanlar, terk edenler, terk ettiklerim için özür dilerim. Görmediklerim, duymadıklarım için özür dilerim…


Murat Hanay / 25.04.2011

Tarih Gönderen murathanay 1 Yorum

Yorumlar - Murat Hanay: Dünlük…

  1. yiğit

    kaybolan hafızalarımız mıdır bizi geri getiren,yoksa kaybolduğumuz için mi geri geliriz bilincin en mutlak yerinden.Dünü silmek bugüne başlamak kadar kolay olur muydu…

     

Reply to yiğit

Bu yazı 22.741 kez görüntülenmiştir
Copyright © 2011 – 2014. Powered by Murat Hanay. Tüm hakları saklıdır.
Bu sitede yer alan eserlerin telif hakları eser sahiplerinin kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Bu site hiç bir şekilde kâr amacı gütmemekte olup, yer alan tüm içerikler yalnızca bilgilendirme amacıyla sunulmaktadır. Bir eserin veya yasal temsilcisinin istekte bulunması halinde, kendisine ait eserlerin siteden 24 saat içinde yayından kaldırılması garanti edilir.