Cahit Sıtkı Tarancı: Otuz Beş Yaş

Yaş otuz beş! yolun yarısı eder. Dante gibi ortasındayız ömrün. Delikanlı çağımızdaki cevher, Yalvarmak, yakarmak nafile bugün, Gözünün yaşına bakmadan gider. Şakaklarıma kar mı yağdı ne var? Benim mi Allahım bu çizgili yüz? Ya gözler altındaki mor halkalar? Neden Devamını Oku

İsmet Özel: Karlı Bir Gece Vakti Bir Dostu Uyandırmak

Benim adım insanların hizasına yazılmıştır. Her gün yepyeni rüyalarla ödenebilen bir ceza bu. Keşke yağmuru çağıracak kadar güzel olmasaydım Ölüm ve acılar çatsaydı beni Düşüncem yapma çiçekler kadar gösterişli ve parlak Sözlerim ihanete varacak doğrulukta olsaydı.Anmaya gücüm yetseydi de konuşsaydım Diri-gergin kasları konuşsaydım “Kardeşler! ” deseydim Devamını Oku

Hz.Kur'an-ı Kerim: Tekvir...

Bismillahirrahmânirrahîm. 1- Güneş, dürüldüğü zaman, 2- Yıldızlar, bulanıp söndüğü zaman, 3- Dağlar, yürütüldüğü zaman 4- Gebe develer salıverildiği zaman.5- Yaban hayatı yaşayan (irili ufaklı) tüm canlılar toplandığı zaman, 6- Denizler kaynatıldığı zaman, 7- Ruhlar (bedenlerle) eşleştirildiği zaman. 8,9- Diri diri gömülen kız çocuğunun, hangi günahtan ötürü öldürüldüğü Devamını Oku

Murat Hanay: Geceden Firardır, Şeftali Baharında...

And olsun! Mühürlü bir yaradır, kabuğunun altında kanayan ve gizemli. Kavruk tenim, sözlerim ağlak, gözlerim nemli, Saçlarımdır yürüyen aşka, aşkınlığa uzanan dirgenler gibi. Göğsümde tüneyen karanfil kokusu, orkidenin gizemi, gülün mavisi… Ben yağmurum, ey sevgili. Saçlarından, gürbüz bir selam gibi şakaklarına süzülen. Alkışlar yüreğime taşır gök Devamını Oku

Nazir Dönmez-Ömer Büyükyenigün: Her Şeyin Özeti

Garip geliyor artık, Yaşadığım bu dünya… Her mutluluğun sonu, Acı… Her acının sonu da, Zaten acı! Sevmek mi? En derinden, En gözü karası... Nedeni bilinmiyor ama, Dökülüyorlar zamanla. İradesiz, Ruhsuz. Ve duygusuzlaşan bir kalbin karşısında… Nefret mi? Belki de en yüzeyseli, En basit olanı. Ama büyüyorlar zamanla… Hep uğranılan kahpeliklerin karşısında. Hani derler ya: “İnsanlar iyi şeylere layıktır.” Devamını Oku

Adonis: Yollar

Yol bir kadındır Tutuşturmuş yolcunun elini Âşığın eline Âşığın eli dolu dolu Özlem ve deniz kabukları Kadın Bir düştür Bir kadının düşe Dönüştürdüğü bir düş Daracık kayıkta kanat sanki Rüzgârın güllerini örtünmüş Varacağı liman nere, unutmuş. Adonis / Dalların Devamını Oku

İsmet Özel: Bir Ağrı Yakıldıkça Sevilmeli

Gecenin dürüstlüğünden herkes kuşkulanır  korkulur o kuş yüklü iniltilerden  ve mor ağzını gecenin kumuna batıran ben  çağdaş serüvenler adına  bütün fotoğraflarını yakan  yakan ve bekleyen. Çarpar yüzü bir çocuğun mezarlara  yine de ağartamaz tanımını gecenin.  Ezgisiz ama esnaf bakışlarıyla soyunan bir kadın  ayartılmaya uygun o çok baygın yerlerim  ağartamaz  çünkü Devamını Oku

Cesar Vallejo: Gökyüzü ve Toz

Kimin mavi bir giysisi yok ki dolabında? Kim yapmaz ki kahvaltı, binmez ki tramvaya, yok ki ağzında tükenmez cigarası, cüzdanında tasası? Ben doğmuşum bir kez, başka bir şey değil! Ben doğmuşum bir kez, başka bir şey değil! Kim yazmaz ki ara sıra bir beti? Kim Devamını Oku

Sezai Karakoç: Yağmur Duası

Ben geldim geleli açmadı gökler Ya ben bulutları anlamıyorum Ya bulutlar benden birşey bekler Hayat bir ölümdür aşk bir uçurum Ben geldim geleli açmadı gökler Bir yağmur bilirim bir de kaldırım Biri damla damla alnıma düşer Diğerinde durup göğe bakarım Ne şehir ne deniz kokan gemiler Bir yağmur Devamını Oku

divanı kebir mevlana

Mevlana C.Rumi: Düşmem Dersin Düşersin, Şaşmam Dersin Şaşarsın…

slide138Allah der ki; kimi benden çok seversen onu senden alırım…

Ve ekler; “Onsuz yaşayamam” deme, seni onsuz da yaşatırım.

Ve mevsim geçer, gölge veren ağaçların dalları kurur, sabır taşar, canından saydığın yar bile bir gün el olur, aklın şaşar.

Dostun düşmana dönüşür, düşman kalkar dost olur, öyle garip bir dünya.
Devamını Oku

Tarih Gönderen murathanay Yorumlar

Mevlana C.Rumi: Neylesin…

slide137Ya Rabb!
Körlük gözde kalsın, sağırlık kulakta.
Dermansızlık dizde kalsın, sükunet dudakta.
Lakin yürek sağırlaşmasın, körleşmesin, 
dermansız kalmasın ki seni görsün, 
seni duysun, sana koşsun çatlarcasına.
Yürekte yaşanmazsa göz görüneni neylesin.
Gönül hissetmezse kulak duymuş neylesin.
Kalp sevmedikçe el dokunmuş neylesin! Devamını Oku

Tarih Gönderen murathanay Yorumlar

Mevlana C.Rumi: Ben Ney’im

slide129Ben, seherin nuru, akşamın nevhasıyım.

Ben, ormanın iniltisi, dalgaların sesiyim.

Ben, direk, dümen, süvari ve gemiyim.

Ben, geminin parçalandığı kayayım.

Ben, kuşçu, kuş ve tuzağım.

Ben, resim, ayna, ses ve aksi sedayım.

Ben, sükut, düşünce, dil ve sesim.

Ben, neyin sadasıyım. Devamını Oku

Tarih Gönderen murathanay Yorumlar

Mevlana C.Rumi: Şeb-i Arus

slide126Öldüğüm gün tabutum götürülürken, bende bu dünya derdi var sanma…
Benim için ağlama, yazık, vah vah deme;
Şeytanın tuzağına düşersen, o zaman eyvah demenin sırasıdır,
Cenâzemi gördüğün zaman firâk, ayrılık deme,
Benim kavuşmam, buluşmam işte o zamandır,
Beni toprağa verdikleri zaman, elvedâ elvedâ demeye kalkışma,
Mezar, cennet topluluğunun perdesidir.
Batmayı gördün değil mi? Doğmayı da seyret, güneşle aya gurûbdan hiç ziyân gelir mi?
Hangi tohum yere ekildi de bitmedi? Ne diye insan tohumunda şüpheye düşüyorsun?
Hangi kova kuyuya salındı da dolu dolu çıkmadı? Can Yusuf’u ne diye kuyuda feryad etsin?
Bu tarafta ağzını yumdun mu, o tarafta aç.Zîrâ senin Hayy u Hû’yun, mekânsızlık âleminin fezâsındadır. Devamını Oku

Tarih Gönderen murathanay Yorumlar

Mevlana C.Rumi: Sema…

slide122Semâ, Allah’ın “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” sualine ruh zerrelerinin: “Evet Rabbimizsiniz” değişlerinin sesini duymak, kendinden geçmek, Rabbine kavuşmaktır.

Şu zerreler, güneşin ışığında sûfiler gibi Semâ edip dururlar; fakat hangi nağmeyle, hangi vuruşla, ne biçim bir sazla Semâ ederler, kimsecikler bilmez.

Semâ, gönüldeki gizli erlerden bir selam.

Semâ, diri kişilerin canlarına rahat ve huzurdur. Bunu canında can olan bilir.

Semâ ehlinin, biri doğuda, biri de batıda Semâ etse, her ikisi de birbirinin hâlinden haberdar olur. Devamını Oku

Tarih Gönderen murathanay Yorumlar

Mevlana C.Rumi: Hatırla Ama…

slide117Bir tatlı ömür gibi gitmeye niyetlendin, 
ayrılık atına eyer vurdun inadına. 
Ama bizi unutma, hatırla ama. 

Sana temiz dostlar, iyi dostlar, bağdaş dostlar 
yeryüzünde de var. Gökyüzünde de var. 
Eski dostla ettiğin yemini, hatırla ama. 

Sen her gece ay değirmisini 
başına yastık edince yollarda, 
dizimde yattığın geceleri hatırla ama. 
Sen ey, hüsrev’i kendine kul, 
Şirin gibi bir nice güzeli esir eden, 
aşkının ateşiyle tıpkı Ferhat gibi benim 
ayrılık dağını delmede olduğumu, hatırla ama.  Devamını Oku

Tarih Gönderen murathanay Yorumlar

Mevlana C.Rumi: Aşk-ı Şems – Divan-ı Kebir’den Seçmeler-4

slide99• Ey aşıklar! Şems-i Tebrizî hazretlerinin parıltıları şarktan belirince, yeryüzü de can deryası oldu, gökyüzü de!..

• Aşk bahçesinin parlaklığı da, güzelliği de Tebrizli Şems’tir; aşk ağaçlarını yetiştiren bahçıvan da odur!

• Ey Tebrizli Şems! Sen, Hakk’ın bir güneşisin; can mumunu da, şamdanını la kır geçir!

• Ey Tebrizli Şems; sen, can maşrıkından doğ! Çünkü, senin güneşin candır;    bütün dünya ise bedendir!

• Ey Şems-i Tebrîzî; gel, gönlüme güneş gibi ışık kılıcını vur! Kalkana benzeyen cana, ancak güneşin kılıcı nur verebilir! Devamını Oku

Tarih Gönderen murathanay Yorumlar

Mevlana C.Rumi: Aşk-ı Şems – Divan-ı Kebir’den Seçmeler-3

slide92• Gönül bir mağara, Tebrizli Şems de bir dost. Bir dost için bu mağaranın îahmetine katlanmaya mecburum.

• Ey Tebrizli Şems! Çağır beni, Sur’un üfürülmesi senin çağırmandır.

• Ey Tebriz şehrinin iftihar ettiği Şemseddin! Bu seferden bir kere daha geri dön! Allah aşkına gel, biz bir tek aşka, senin aşkına tutulmuşuz, o aşk ile oyalanmadayız.

• Tebrizli Şems bana, îskender gibi tac, taht, saltanat verdi de ben manalar ordusunun baş komutanı oldum.

• Ey Tebrizli mana padişahı Şemseddin! Sana bir tek aşık olarak ben yeterim. Toplantı günlerinde mum gibi yanar, meclisi nüurlandırırım. Nefisle savaş gününde ise demir gibi dayanır dururum. Devamını Oku

Tarih Gönderen murathanay 3 Yorum

Mevlana C.Rumi: Aşk-ı Şems – Divan-ı Kebir’den Seçmeler-2

slide78• Ey Tebrizli Şems! Beni harap ettin, sen hem sakîsin, hem şarapsın, hem de şarap satan!

• Gel ki, Şems-i Tebrîzî aşkın süretidir, şeklidir. Zira onun aşkından, sema’ın ağzı, dudağı açıkta kaldı.

• Ben Şems-i Tebrîzî’nin hallaç yayıyım. Şems’in ateşi bu hallaç dükkanına düştüğü için, Mansur hazretleri o aşkı tatmış da sevine sevine darağacına asılmıştır.

• Tebrizli Şems, Hakk güneşi gibi parıldıyor. Onun güneşinin parıltısından şu gönül seher vakti gibi olmuştur.

• Ey Tebrizli Şems! Seninle diri olmayanlar var ya, işte ben onların yanında ölürüm de senin yanında dirilirim. Devamını Oku

Tarih Gönderen murathanay 1 Yorum

Mevlana C.Rumi: Aşk-ı Şems – Divan-ı Kebir’den Seçmeler-1

slide77•Ey Tebrizli Şems! Sen, harf bulutu altında gizlenmiş bir güneşsin. Senin güneşin doğunca, sözler yok olur, dağılır, gider.

•Tebrizli Şems muma benzer. Fakat bütün mumlar onun pervanesi olmuşlardır. Çünkü onun gönlünün içinde bambaşka bir alem vardır.

•Sen o dikenden kaç, güle git, gül bahçesine git! Gül de, gül bahçesi de Tebrizli Şems’in gönlündedir. Çünkü Tebrizli Şems baştan başa bir bahardır.

•Her ne kadar bu varlık, varlık madeni olan Tebrizli Şems’ten bir kırıntı, bir kesinti ise de, o kesinti cana perde oluyor, asıl madeni göstermiyor. Devamını Oku

Tarih Gönderen murathanay 1 Yorum
Copyright © 2011 – 2014. Powered by Murat Hanay. Tüm hakları saklıdır.
Bu sitede yer alan eserlerin telif hakları eser sahiplerinin kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Bu site hiç bir şekilde kâr amacı gütmemekte olup, yer alan tüm içerikler yalnızca bilgilendirme amacıyla sunulmaktadır. Bir eserin veya yasal temsilcisinin istekte bulunması halinde, kendisine ait eserlerin siteden 24 saat içinde yayından kaldırılması garanti edilir.