Merhaba,
Eğer bu yazıyı okuyorsanız, bunun nedeni içinizde bir yerlerde can bulan merak duygusudur. İçerisinde ne olduğunu bilmediğiniz bu araziye gelmenizi sağlayan merak, sizi memnun etmenin ötesinde belki de hayal kırıklığına uğratacak. Burada biraz dolaştığınızda merakınızı kuvvetlendirecek şeyler bulamayabilirsiniz Ayrıca, şundan da emin olabilirsiniz ki; size “bu siteyi nasıl buldunuz?” diye bir soru sormayacağım. Açıkçası siteyi veya içeriğini nasıl bulduğunuz umurumda da değil.
Öyle ki bu sanal mekanın görsel durumu size ilgi çekici gelmeyebilir. Lakin burada üzerinde dikkatle durduğum şey bu alanın kendine özgü düşünme biçimidir. Anlayacağınız üzere bu alanın düşünce genişliğinin denk düştüğü yer ise tam olarak benim düşünce alanımdır. Düşünce alanımda çoğalan her şey elbette edep ve ahlâk sınırları içerisine isabet etmektedir. Sözünü ettiğim düşünce alanına saygı duyarsınız veyahut duymazsınız o sizi ilgilendirir! Açıkçası bir takdir ya da saygı bekleyecek kadar da alık değilim.
Eğer eğlence arıyorsanız burada bir dakika bile vakit kaybetmeyin. Eğlence arayanlar şimdiden kum havuzunda, okey masasında ya da televizyon karşısında yerlerini alabilirler. Çünkü şunu belirtmeliyim ki bu mekanda ilginizi uyandıracak popülist ve modernist tavırlar göremeyeceksiniz. Ben öğrendim ki; insan olmaya özgü özellikler çok büyük çaba, fedakarlık ve sabır göstermekle kazanılabiliyor. Yayımlanan içerikten ve kullanılan dilden ötürü siteye karşı eleştirilerinizle ilgili olarak ise kendinizle cebelleşebilirsiniz.
Burada yayımlanan içerik, ne okuduğumuza değil, okuduğunuzdan neler aldığınızı anlamanıza bir cevaptır. Asıl önemli olanın kariyer değil, karakterin olduğu bir çerçevedesiniz. Nitekim her şey bilinmeye değer değildir. Bu nedenle diplomaların ve çoğu zaman üzerimize bir yük olan bilginin(biliyor olmanın) geçerliliğini yitirmiş olduğu bir alandasınız. Açık söylemek gerekirse sizinle ilgili düşündüğüm tek şey bilgi yük edenlerden misiniz yoksa bilgiyi özünüze işleyerek davranışa dönüştürenlerden misiniz. Çünkü bilgi özünüzle yoğrulmuyorsa yükten başka bir şey değildir. Bilgiyi özüne işleyenler ise değişime mecbur kılınmışlardır. Her gelişim bir değişim olsa da; her değişimin, bir gelişim olmadığı gerçeğinden yola çıkarak insanoğlunun değişimi gerileyerek te yaşayabilen bir varlık olduğu sonucuna ulaşmamız zor olmayacaktır elbet. Nitekim alınan eğitim sağlam bir karakterin üzerine oturtulduğunda bir gelişim söz konusu olacaktır.
Yukarıdaki yazılanlarla bir hisse bürünen umursamaz tavrımın sınırı olduğunu beyan etmekle beraber, sorumluluklarımın da bir başlangıcı ve nihayeti olduğunun bilincinde olduğumu belirtmek isterim. Zira kendimi bu araziyi beslemekle yükümlü sayıyor olmam bir şeyleri umursadığımı ve bazı şeylerden tüm insanlıkla beraber kendimi de sorumlu tutuyor olduğumu gösterir. Bir yolcu olarak, sorumluluğum yoldur. Yolumu tutmakla yükümlüyüm. Yolu göstermekle! Biliyorum kimseyi yola getiremem! Yola gelmekte, yoldan çıkmakta sizin sorumluluğunuzda. Çünkü her yol adımlanabilir yol değildir. “İnsan için önüne çıkan bütün yollar ‘yürünebilir’ yollar ise, o insan artık kaybolmuştur.” der İsmet Özel.
Ayrıca, bu arazi siyasi manevralar yapabilme kabiliyetinden yalıtılmış bir ortam olarak kurgulanmıştır. Benim için siyaset(ne yönde olursa olsun); kötü adamların iyi insanları hizaya getirmek üzere kullandıkları bir yöntem ve iyi adamların da(ve iyi olma potansiyeli taşıyanların)bu yöntem vasıtasıyla yığının içinde kaybolması anlamına gelmektedir. Benim için siyaset, sevgisizliğe bulunan bir mazerettir. Çünkü, bana göre siyasete bulaşmış insan çözümsüzlüğe ermiş insandır. Siyasete dokunmuş insan, tükenmiş insandır. Bu nedenle politik olan her şeyin karşısındayım. Yanında, önünde, sağında, solunda ve arkasında durduğum şey ise vücut bulmamış bir aşk…
Nezaketsiz, kaba, salt bir doğruluktan söz ediyorum. Bu alanda yazılan, çizilen her şey havaya fırlatılmıştır. Yalnızca gökyüzüne bakabilme cesaretine sahip olanlar görebilir.
Size, küfre uzak durmayı teklif ediyorum…
Murat Hanay