Gel!
Bana öyle gel ki, bir kez daha doğuşum olsun.
Kendini bir yere koy.
Öyle bir yer koy ki, yalnız ben düştüğümde düşesin.
Uykularımla arama gir mesela.
Uykusuzluğum ol.
Uyanmışlığım ya da.
Ol ki uyanmışlığımda gülmüşlüğüm sana bağlansın.
Kendini öyle bir yere koy ki,
Hasretliğim, gülmüşlüğümde boğulsun.
Dudaklarımın iki uç kenarına koy mesela.
İnatla uzaklaş kendinden.
İnatla uzaklaş kendin saydığından ki,
Uzaklaştıkça gülmekliğim derinleşsin.
Beni öyle bir yer koy.
Beni öyle bir yere koy ki sen olayım, sana karışayım.
Sen olduğunda olayım, büyüdüğünde büyüyeyim, yaşadığınla yaşayayım.
Sen öldüğünde ben de öleyim…
Murat Hanay / 23.05.2011