Mektuplarını üzülerek okudum. Sen ki son liman, son ümit, son dost, ilk ve son sevgilisin. Sen ki yıldızım, sen ki annem, sen ki çocuğumsun… Acılarımla hırçınlaştığına üzüldüm. Istıraplarım çok mu çirkin, çok mu çocukça? Onları senden mi gizleyeceğim?
Sahneye maskeyle çıkmak! Ben aktör değilim. Sesinin tonunda minnacık bir soğuyuş hissettiğim an yokum. Acılarımın kaynağı sensin, evet ama hayatımın kaynağı da sensin, senin için ve seninle yaşıyorum. Sen uçuruma yuvarlanırken tutunulan dal, sen vaha, sen bütün hayal kırıklıklarımın dudaklarında ümitleştiği kadın…
Sen bütün kitaplardan daha derinsin, sana yazdığım mektuplardan utanıyorum, kendi kendini oku… BİLİYORUM Kİ BENİMSİN. Ve gece bir deniz kızı gibiydi. Şarkılarla başladı yıldız yıldız; köpük köpük. Kah bir çöl rüzgarı gibi yakıcı, kah bir çöl gecesi kadar serin. Hangi beste sözün musikisiyle, sözün füsunuyla boy ölçüşebilir. Kelime kanattır, kelime buse. Ve gece bir deniz kızı gibi başladı. Harikulade gözleri vardı gecenin.
Ve saçları bir kucak alevdiler ve dudaklarında bütün yaraları kapayan, bütün zilletlerin hatırasını silen bir iksir… Salzburg tuzlalarına atılan kuru dallar, bir zaman sonra bir kristal hevengi olarak çıkartılırmış; artık dal kaybolurmuş, gözleri kamaşırmış insanın. Kainatta farkına vardığımız her yeni güzellik, bizi hayrete düşüren bir keşif olup çıkar. Aa, deriz, tıpkı onun sesi, tıpkı onun bakışı, tıpkı onun kahkahası. Kristalizasyon yüzünden günün birinde kendi yarattığımız bir hayale aşık olduğumuzu, hayretler içinde görürüz. Tecrübe güvensizlik yaratır.
Gittikçe kristalizasyon kabiliyetimiz azalır. Aşkın hazları, ilham ettiği korkular ölçüsünde büyüktür… Yalnız seninim. Ve yalnız beni düşündüğün müddetçe aşkımızın ömrü ebedidir. Büyüyü ancak ihanetin bozar. Manevi ihanetin. Bir an için gözbebeklerinde raksedecek herhangi bir yabancı hayal, o zaman bu rüya bir kabusa döner ve bir uçurumun kıyısında uyanırsın… MEKTUPLARIN BÜYÜLÜ BİR AYNA Karanlıklardayım. Ve cinnetin sesi yüzümü kamçılıyor; bir baykuş kahkahası, bir kobra ıslığı…
Karanlıklardayım. Zindanımı aydınlatan tek ışık cıvıltılarınızdı. Yıldızım benim. Ve uzaklardasınız… Çöldeki kumlar gibi susuzum, canım benim, çatlayan topraklar gibi susuzum. Ve mektupların nisan yağmuru. Hind’in turnaları gökkubbeden dökülen damlaları toprağa düşmeden içerlermiş. Kelimeler alnımı, ruhumu serinleten birer buse. Onları senin ellerin yazmış, güzel ellerin. Bir afyonkeş gibi akşamı bekliyorum. Postacı geç uğruyor… Bu acılar saadetin gölgesi, bu acılar vuslatın dikenli yolu. Bu acılar araf… Arzın bütün mevsimleri vardı mektuplarında, göğün bütün ışıkları vardı.
Şimdi yıldız yıldızdı kelimeler, şimdi şimşek şimşek. Arada gök kararıyordu. Sonra vuslat gibi güzel bir fecir. Mektupların fırtınayla doluydu, meltemle doluydu, lema ile doluydu, yani Lamia’mla doluydu. Kuşlar tarlada mı şakıyorlardı, içimde mi? … Merhaba canım benim. Sen aşkın bütün hazinelerini büyük bir titizlikle fatihine saklayan gerçek kadın. Yalnız kelimelerin değil, rüyaların bile bakir… Rüyalarını ver bana, kendini değil. Olmak istediğin gibi görün, olduğun gibi değil…
Cemil Meriç
Bazen gülersin mutluymuş gibi…Bazen seversin ilk kezmiş gibi…Her seferinde gidenin arkasından ağlarsın sanki değermiş gibi.Bazen susarsın son kezmiş gibi…Bazı şeylere inanırsın doğruymuş gibi…Sonra uyanırsın gerçekmiş gibi…Etkisinde kalırsın o rüyadan kovulmuş gibi…En sonunda anlarsın yanılmışsın HER ZAMAN OLDUĞU GİBİ…\\ selamın aleykum Murat kardeşim
Olmak istediğin gibi görün yani benim gibi, bana benzemeye çalış…
Hırçınlaş kendinden geç zehrini akıt ve yavaşla, sakinleş…
Dünyaya bak, gördüğünü anlat. Ne gördün? Hüzün mü?
Ah tabi tahmin etmeliydim. Beni görebileceğin ihtimalini aklımdan bile geçirmemeliydim.
Ben burdayım yanı başında belki de çok uzağında… Sana, senin bana uzak olduğun kadar uzak değilim inan bana… Ben yanıbaşındayken sen uızakta, ben burdayken sen çok uzaklarda… Uzağımda… Uzaklık anlamını yitirmişken bende, sakın hep aklımdasın deme…
Üzgünüm yine konuştum kendi kendime, konuşacak kimseyi bulamadım belki de. En yakınımdakine anlattım derdimi suçlu değilim bence…