Hiç sevmedim bir söylenmeye “ben” diye başlamayı… çünkü bilirim ben; benim bir başıma “ben” olmadığımı… yine tüm acziyetimle diyorum ki; ben! ilk seninle başladım “ben”li tümcelerime… çünkü ben! seninle bildim benliğimi… en çok sana anlatmak istedim kendiliğimi… en çok sen anla istedim…
Ve cemre aşka düştü. Yabancı durduğu toprağa inatla gonca vermiş, yabancı bir çiçeği sevdi gönlüm. Harfler devretti kendini kelimeye, kelimeler esir oldu tümceye, tümceler buhar oldu, düşünce ve aşk koktu olanca gücüyle. Oysa ki, donanımım noksan, hazırlıksızdım kuşkusuz. Ama kim böyle bir duruma hazırlık yapmıştı ki, anlatmanın anlamaktan zor olduğu zamanda… Devamını Oku