Ey kendi kalbine yabancı duran kişi!
Umuda açılan dünya, aşk kokusu ve cennet projesi tanışlıkta,
gayri kilitli kapılar, ardı aşk sahtesi, koyu hüzün mavisi…
Tanışmak vakti geçti gayrı, sus…
Ey kendi kalbine yalancı duran kişi!
Doğru diyeceklerin vardı,
çığlıkların dağıldığında yokuşun kıvrımlarına,
aşk tümceleri yankılanacak ve kendinden geçecektin…
Söylemek vakti geçti gayri, sus…
Ey kendi kalbini kıran kişi!
İlk adımında ayak izlerin, ne kadar da tazeydi oysa,
gayri başladığın yer bittiğin yer, başladığın anda tükendiğin andır sanki.
Direnmek vakti geçti gayri, sus…
Ey kendi kalbini (evini) yıkan kişi!
Heba edilen zamandan başka değişen bir şey olmadı.
Umutsuz yüreğinle bastığın ilk adım,
gayri elinde kalan yaşanmamışlıkla sona eriyor…
Olmak vakti geçti gayri, sus…
Ey kendini kalbinden vuran kişi!
İyi bakmadın kalbine.
Zira orası benim evimdi, yıkılmasaydı başıma.
Gayri yok kalacak başka yerim,
elde var hüzün…
Sevmek vakti geçti gayri, sus…
Murat Hanay / 29.12.2011
Kalemine, yüreğine sağlık.