Bir adam varmış sanki…
Zihnine düşen çizgisel bir cisim.
Sanki bir adam var gibi, ya da yok!
Yeniden doğuyor, biraz büyümüş, kederli.
Bir adam var sanki,
Ayak izleri kendini taşır gibi.
Sanki bir adam var gibi, ya da yok!
Bir adım gider her şeyden, sanki kendine gelir gibi.
Bir adam var sanki,
Toplamış kokusunu zamandan, sanki zamandan zamanı ayırır gibi.
Bir adam var kuşkusuz!
Sanki yüreğine değmiş, gözlerinden geçmiş gibi.
Suretinde hüzün…
Sanki bir adam yok şimdi!Nefesi bulaşmış her şeye, lakin hiç gitmemiş gibi.
Bir adam gitmiş gibi,
Sanki kokusu burada, ölmüş nefesi ve cismi.
Bir adam gidiyorken, hüzünlü sesi hala burada gibi;
“Yalnızlığa gömüldüğünde.
Hüznü kendi suretinde gördüğünde,
Kısalır yollar, bakamazsın.
Ömür karadan daha kara.
Bir de zaman çeyrek geçmişse beni.
Ağlamak anlamaktır, o öldüren çaresizliği.
Pişmanlık karışır gözyaşlarına.
Yoksulsan adamdan, bir adam yoksa gayrı…
Bir garip çığlıkta büyük uyanıştasın.
Yağmur yağıyor, rüzgar durmuş, bir acayip sonbahardasın.
Cesaretin varsa dönüp arkana bir bak.
Dese de adam, sen bakma!
Duramaz ağlarsın,
Ağlarsın susamazsın,
Susar konuşamazsın…”
Der gibi bir adam gitmiş şimdi…
Murat Hanay / 05.05.2011
Bir adam gitmişse eğer döndürmek gerekir belki de, gittiği yoldan çevirmek,dönüş yollarına gül sermek, döndüğünde herşeyin farklı olacağını göstermek gerek. Cesaretli olmak gerek biraz, deli cesareti belki de.
Herşeye rağmen, herkese rağmen, tüm insanlığa rağmen seninle herşeye varım diyebilmek gerek…