“Seni çok seviyorum…”
Dersin bana…
Hani sorarım bende; “Ne kadar?” diye.
Susarsın sen…
Hafif doğrulursun.
Derin bir nefes alır ve gözlerin yumulur yavaşça.
Sana dokunuşlarımda…
Susmandan anlarım ben.
Konuşursan anlayamam zaten.
Gözlerinin yumulmasından,
Bakarsan gözlerime, dayanamam…
İşte o an dokunurum düşlerine.
Büyüdüğünü anlarım.
Büyüdüğümü…
Birlikte daha da çok büyüdüğümüzü.
Bastırılmış isyanlarından değil; susmandan anlarım sevdiğini.
Konuşmayarak bana anlatabileceğin en güzel şeyi,
Kutsalını, bana verdiğin değerli emaneti, kıymetlini anlarım.
Seni anlarım sevgilim.
Anladığımda…
Yine dokunurum düşlerine.
Aynı anda düşleriz belki de.
Demek, büyüdün sende.
Benim büyüdüğüm gibi.
Büyüdüm…
Sende yaşamak için.
Seni özleyecek kadar büyüdüm.
Taşıyacak kadar.
Büyüdün…
Kendine sığmaz taşar oldun.
Öyle ki taşkınlığın bana değmiş olmalı.
Ve sonunda seni buldum.
Büyüdüm…
Ama avuçlarıma sığdırmalıyım seni…
Tüm heyecanım sana geçmeli.
Hissetmelisin.
“Seni seviyorum” demeliyim o anda.
Gözlerime bakıp sen anlamalısın.
Elimi tuttuğunda bir daha bırakmamalısın.
Bilirim soğuktur benden dışarısı.
Üşümüş olmalısın…
Hiçbir şey fayda etmez benden ziyade.
Sevgiyle koynuma almalıyım seni.
Kollarımda salıvermişsin kendini.
Sanki için ısınmış gibi.
Sevdiğimde seni, demelisin; “benim yerim senin yanın!”
İşte daha sıkı sarılırım sana.
Kalbim susamış çiçek misali, doyasıya.
Sanki yaşamı bulmuş gibi.
Dudaklarımdan dudaklarına, sana yaşamı taşımalıyım.
Sanki dudakların, dudaklarımdan koparsa,
Ölecekmiş gibi,
Zaten yaşamak için,
Büyümek için sevmişim seni.
Yaşamalı, sevmeli, doyasıya öpmeliyim şimdi…
Murat Hanay / 12.07.2011
BİRİSİ
Bir şey var aramızda
Senin bakışından belli
Benim yanan yüzümden
Dalıveriyoruz arada bir
İkimiz de aynı şeyi düşünüyoruz belki
Gülüşerek başlıyoruz söze
Bir şey var aramızda
Onu buldukça kaybediyoruz isteyerek
Fakat ne kadar saklasak nafile
Bir şey var aramızda
Senin gözlerinde ışıldıyor
Benim dilimin ucunda
Nahit Ulvi Akgün