Nokta varlığın özeti. Noktasını bulamamış ya da yitirmiş her harf ol sebepten kusurlu. Ama eski alfabede sıfırı ifade eden şekilde bir noktadır. O zaman varlık yokluk olur, yokluk varlık. Hamid bu yüzden ihtişamlı bir bilmezden gelişle sorar:
Bu sıfır nedir hesâb içinde?
Tecahül-i arifane, çünkü bütün varlık ancak ona doğru değiştiği bir sıfırla mana kazanır. İlimle kavgalı Fuzulî aşka da ilme de son noktayı koyar o noktada; Leyla, sûret-i aşk-ı Mevla’dır.
Fazla söze hiç gerek yok aslında. Noktanın içinde bütün mümkünler saklı. Mümkün nokta gayr-i mümkün nokta. Sır nokta esrar nokta. Bâb nokta evbâb nokta.
Bilinenden bir eser yok. Bilinmeyen nokta nokta.
Bir parantez vakt-i ömrüm. Ölüm nokta doğum nokta. İsmimden sual edilse, bilin beni üç nokta.
Bir aynada seyrettim âlemin cümlesini. Aynam nokta sırrım nokta. Umduğum kadar büyük değilmiş, dünya nokta ben nokta.
Öyle uzaklaşmışım ki menzilden, sıla nokta gurbet nokta. Döndüm baktım aldığım yol, nokta üstünde nokta. Gelen geçti, giden gitti. Sağım nokta solum nokta. Menzil-i maksûda varmış erenler. Söyleyen yok susan nokta…
Nazan Bekiroğlu / Yol Hali – Timaş Yayınları
Noktasını bulamamış ya da yitirmiş olmak eksikliğimizin ya da fazlalığımızın nedeni.