Yaşam,
dalı kırık bir erguvandır
düşerken ipinden tutunduğum.
Dilim insan kalabalığı
dert hanesi herkesin dünya
ömrüm iki dirhem bir çekirdek
mahiyetinde sakla, sar beni…
Gönül nehrin akmasa da
ulvi seciyeler inkişaf etsin leyla.
Maddi hasar olarak bilmeyeyim kendimi.
Dileğim Allah’tan bir kırlangıç süzülüp,
şair türküsü söylesin kulağına
sen tokanı dahi sevsen seyrederim
senin sevişin güzel…
İrkilir sancım, yutkunur tebessümüm
gün döner, döker etegindekini avcuma
uyarlanır hayatım içimden geçecek yıllara.
Mavi oyalı yazmalar nasıl solar,
gün be gün insan nasıl ölür
kelam nasıl söner dudakta…
yüreğime bastıkça leyla
çürük sal olur karasuyun beşiği.
Balık görür, halık görür, sen görmezsin…
Nuri Niyazoğlu